BATI, İRAN’A ASKERİ OPERASYONU GÜNDEME Mİ ALDI

20.05.2012 23:58
H.vODİNalı

NATO ve G8 zirvelerine Rusya’nın yorumu:
BATI, İRAN’A ASKERİ OPERASYONU GÜNDEME Mİ ALDI?

Suriye’yi havale ettiğimiz NATO’nun ABD’deki zirvesi, bizim hükümet ve devletin zirvesi açısından büyük önem taşıyor. 19 Mayıs Atatürk’ü anma ve Gençlik ve Spor Haftası boyunca Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, NATO Zirvesi için ABD’de olacak. Başbakan Tayyip Erdoğan ise Pakistan ve ardından Kazakistan’a gidecek. Gerçi Pakistan Devlet Başkanı Asıf Ali Zerdari ülkede olmayacak. (Bu arada Pakistan’ın Kasım ayından itibaren, topraklarında NATO’ya hiç bir üs ve destek vermeyeceği açıklamasını da hatırlatalım.) O da Gül gibi Chicago’da. Bu arada Kazakistan Devlet Başkanı Nursultan Nazarbayev de Chicago’da olacak.

Türkiye büyük ihtimalle NATO Zirvesi’nden istediğini alamayacak. Yani Suriye’ye NATO operasyonu gibi bir olasılık pek mümkün değil. Ama asıl bomba haber İran ile ilgili. Kafkasya’daki Suriyevari karışıklıkları protesto ederek NATO Zirvesi’ne katılmayan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, ilginç bir hamle yaptı. Putin’in yine protesto ederek katılmadığı ABD Camp David’deki G8 ülkeleri toplantısına katılan Dışişleri Bakan Yardımcısı Sergei Ryabkov, rütbesine göre büyük bir açıklamada bulundu.

İRAN’A SALDIRI HAZIRLIĞI MI?

Ryabkov; İran’ın nükleer programına yönelik olarak Batılı ülkelerde askeri bir operasyonun değerlendirildiğini söyledi. Rus yetkili; “G8 Zirvesindeki liderler, İran’a yaptırımlarla ilgili olarak, daha kuvvetli önlemler alındığı takdirde acil petrol stoklarını devreye sokmadaki hazırlıklarını dile getirdiler. Bu, bize pek çok kaynaktan gelen açık sinyallerden sadece birisi. Askeri bir operasyonun gerçekçi ve mümkün olduğunu gösteren sinyallerden birisi” dedi.

Ryabkov, kendilerine hem açık, hem de istihbari kaynaklardan ulaşan bilgilere göre Batılı başkentlerde bu olasılığın yeniden gündeme geldiğini ve uygulanabilir bulunduğunu belirtti.

Geçen hafta da İngiliz BBC, ABD’nin İsrail Büyükelçisi Dan Shapiro’nun sorunun diplomatik yollardan çözülememesi durumunda askeri saldırı planının hazır olduğu açıklamasını haberleştirmişti.

Ryabkov’un bu açıklamasıyla, gözler NATO Zirvesi’ne çevriliyken, gol, bir öncesindeki G8’den gelmişti. ABD’nin başkenti Washington DC’nin bulunduğu Maryland eyaletindeki Camp David’de yapılan G8 Zirvesi’ne küresel ekonomik kriz damgasını vurdu. G8 nihai bildirisinde küresel ekonomik krizin henüz bitmediği ve Avrupa’daki zor duruma ve dahi Yunanistan’a destek mesajı verildi. İran konusunda ise Rus Dışişleri Bakan Yardımcısı’nın yukarıdaki açıklamaları gündeme damgasını vurdu. Obama bir de Almanya’nın topal ördeği konumundaki Merkel’e gol attı ve tasarruf yerine büyüme önerisinde bulundu. Almanya zaten Fransa’daki seçim sonrası yalnızlaşmıştı bu konuda.

SURİYE Mİ İRAN MI?

NATO Zirvesi’nde Türkiye Suriye konusunda istediğini alamayacak derken, bir baktık Başbakan Tayyip Erdoğan, Bulgaristan’da. E, ne var komşumuz neticede derken yanında tanıdık biri daha vardı. Katar Emiri El Tani de Varna’da. Tam da Rusya’nın Kosova’yı Suriye’deki teröristlere eğitim vermekle suçladığı bir haftada, Türk, Katarlı ve Bulgar yöneticiler buluşuyor. Katar’ın Suriye’deki batı güdümlü silahlı grupları finanse ettiğini bilmeyen yok zaten. Libyalı başıbozukları Türkiye’de besleyip otel faturalarına kadar ödeyen 800 bin nüfuslu doğalgaz zengini Katar, Bulgaristan’da ne arar? O da ayrı bir mesele.

Her neyse…

Erdoğan, Bulgaristan, Pakistan, Kazakistan turlarken, Suriye’nin hesabını nasıl görürüm planları yaparken, sanırız biliyor ki, ABD bu işi tek başına olmasa da büyük ölçüde Türkiye’ye ihale etti. NATO ise daha büyük işler için devrede. Mesela İran…

G8’deki gelişmeler, 23 Mayıs’ta Irak’ın başkenti Bağdat’ta düzenlenecek İran ve 6 ülke (Çin, Almanya, ABD, İngiltere, Fransa ve Rusya) görüşmelerinde Tahran’ın köşeye sıkıştırılmaya çalışıldığını gösteriyor. İran buna ne kadar aldırır bilinmez (büyük ihtimalle aldırmayacak) ama Rusya’dan böyle bir açıklama gelmesi de önemli tabii. Tüm yorumcular, ABD’de Kasım’daki seçimler öncesi İran’a bir saldırı olmayacağını söylerken, gidişat biraz sanki farklı bir yöne doğru evriliyor. İran’ın cidden bir nükleer silah geliştirebileceği ihtimali ve ondan da önemlisi küresel krizin girdiği çıkmaz sokak, Atatürk’ün ifadesiyle, Kapitalizm ve onun yavrusu Emperyalizm’i (1) daha kudurgan ve açgözlü bir hale sokuyor.

Avrupa’da dönüm noktası olarak nitelenen Fransa seçimlerinde başa gelen François Hollande’ın şu ana değin tek golü, NATO Zirvesi öncesi yaptığı Afganistan’da NATO’ya askeri desteklerini çekeceği açıklaması oldu. Bakalım Hollande, uluslararası planda başka ne gibi bir fark yaratacak.

Yalnız şu var ki, her bir NATO ve G8 Zirvesi, öncekinden daha az kendine güvenli ve daha az sakin geçiyor. Panik havası içten içe seziliyor. Chicago sokaklarına hakim olan NATO karşıtı yığınlar, artık Hacker gruplarından da destek alıyor. Protestoculara sert müdahale eden Chicago polisi’nin sitesini çökerten Anonymus gibi örneğin. Ezen ve ezilenler arasındaki bilgi savaşları internetin de etkisiyle hızlanıyor. Toplumsal bilinç de buna paralel olarak artıyor. NATO ve G8, giderek daha fazla “Eski Dünya”nın kurumları haline geliyor.

(1) “En büyük düşman, düşmanların düşmanı ne falan ne de filan milletler; bilakis bu, adeta her tarafı kaplamış bir saltanat halinde bütün dünyaya hâkim olan “kapitalizm” afeti ve onun çocuğu olan “emperyalizm”dir. Artık bütün dünyanın anlamış olduğu bu hakikat bizde de tamamen idrak ediliyor. Bugünlerde başımıza musallat edilen Yunan, bütün düşman âlemin parçasından başka bir şey değildir. Daha doğrusu kapitalizm saltanatının mazlum milletlere karşı gönderebileceği son kuvvet, son ordudur! Nitekim bundan evvel üzerimize ordularla saldırmış olan düşmanlar yine böyle kapitalizm saltanatının ordularından başka bir şey değildi: Moskof orduları, İtalyan orduları, Bulgar ve Yunan orduları, kısacası bütün düşmanlarımız “kapitalizm” tarafından ayaklandırılırlardı. Bir zamanlar, tarihin eski devirlerinde dünya birtakım zalim hükümdarların istibdatları altında ezilirlerdi. Sonraları milletler bu istibdadı yıktılar. Fakat bu defa da onun yerine paranın, sermayenin zulmü geçti. Sermaye, bugüne kadar dünyada yapılmış olan bütün fenalıkların yegâne etkeni, yegâne mesulü idi; bugün de odur; eğer bütün dünyayı süratle istila eden kapitalizm aleyhtarlığı olmasaydı, bu zulüm yarın da devam edecekti. Çok şükür zulüm devrinin son günlerindeyiz.”

M. Kemal Atatürk – Hakimiyet-i Milliye Gazetesi, “En Büyük Düşman”, 20 Temmuz 1920

Hüseyin Vodinalı
Odatv.com

http://www.odatv.com/n.php?n=bati-irana-askeri-operasyonu-gundeme-mi-aldi-2005121200