İsrail’den Türkiye’ye dostluk eli! SURİYE’YE GİRMİYORUZ..

30.10.2012 01:11
H.vODİNalı

İsrail’den Türkiye’ye dostluk eli!
SURİYE’YE GİRMİYORUZ

Zaten biliyorduk ama işi Obama açık etti. Mitt Romney ile son televizyon tartışmasında Suriye konusunu, İsrail ve Türkiye ile koordinasyon halinde yürüttüklerini söyledi. Neden böyle dedi peki? Yani neden İsrail ve Türkiye’nin birlikte çalıştığı imasında bulundu? Çünkü Suriye konusunda ABD de pes etti. Cumhurbaşkanı Esad’ı devirmekten vazgeçti de ondan. İsrail de işin iyice sarpa sardığını gördü ve “anlaşmalı düşmanlık” tablosundan vazgeçmek istedi. The Guardian’dan Simon Tisdall bunu yazdı. “Pinhas Avivi, a senior Israeli foreign ministry official and former ambassador to Turkey, offered bilateral talks on Syria this week. Turkey’s public response has been cool so far, but political insiders say Ankara has a strong interest in making up.”

Tisdall: “Üst düzey İsrail Dışişleri Yetkilisi ve eski Türkiye Büyükelçisi Pinhas Avivi, Suriye konusunda karşılıklı görüşme yapma teklifinde bulundu. Türkiye’nin buna resmi yanıtı soğuktu ama Ankara’daki kaynaklarımız hükümette arayı düzeltmek için büyük bir istek olduğunu söylüyor.” diye yazdı.
Gazeteci Semih İdiz de Türkiye’deki en rütbeli İsrailli diplomat Maslahatgüzar Nizar Amer’e sormuş. Amer, İsrail’in Türkiye ile ortak çıkarlar ekseninde diyalog aramasının doğal olduğunu kaydederek İsrail’in “ulusal çıkarlarının” bunu gerektirdiğini söylemiş.

ANLAŞMALI DÜŞMANLIK

AKP iktidara geldiğinden beri kontrollü bir İsrail düşmanlığı görüntüsü çizdi. Mesela Gazze ablukası ve bombardımanında Başbakan Erdoğan çok sert çıkışlar yaptı, ardından “Van Minüts” geldi. Mavi Marmara ise tüy dikti.

Suriye konusunda da önce Annapolis planına uygun bir Suriye-Lübnan dostluk üçgeni kuruldu. İran’ı bu ikiliden kopartamayınca da bu kez düşmanlık pozisyonu alındı. Tüm bu süreçler içinde Türkiye Ortadoğu’da “lider bir ülke” olarak elbette ki İsrail ile mutluluk tablosu çizemezdi. Buradaki tek falso Kürecik Radarı oldu. Bunu NATO üssü filan gibi yutturmaya kalksalar da bu radarın bir diğer ucunun İsrail’de olduğunu Nihat Doğan bile biliyordu.

Oysa rakamlara bakıldığında İsrail ile ilişkilerimiz hiç de kötü etkilenmemişti. Mesela Libya, Suriye ve Irak yüzünden uğradığımız ticari kayıplar 20 milyar dolarları aşmışken, İsrail ile ticaretimiz giderek artıyor. İsrail resmi kaynakları, geçen yılki ikili ticaret hacminin 4,5 milyar doları geçtiğini belirtiyor. Yani Arap dünyasına liderlik edeceğiz ama ticaretimizi İsrail ile yürütüyoruz. Tam malları eksik tartan “Hacı Bakkal” hesabı. Hatta Suriye yüzünden sınır kapıları kapandığı için ticaret yolumuz da İsrail’den geçiyor. Mersin – Hayfa – Ürdün hattından yürüyor mal trafiği. Hacılarımızı bile Suudi Arabistan’a İsrail bağlantılı yollamışız. Yani hem Suriye’ye hem İsrail’e düşman olmak mümkün değil. Suriye’ye düşmansan İsrail ile dostsundur. Ya da İran ile papaz olursan bu İsrail’i mutlu eder.

İşte şimdi neden İsrail’in açıktan diyalog arayışında olduğunu açıklıyorum. İsrail ve ABD, Türkiye’nin Suriye’deki işinin bittiğini dolaylı bir şekilde ilan etmiş oldular. Yani Ahmet Davutoğlu ve Tayyip Erdoğan’ı yalnız bıraktılar. Oyunbozanlık yaptılar.

Rusya ağırlığını koydu ve sonuç aldı. Esad, Kaddafi ya da Mübarek gibi devrilemedi. Başbakan Erdoğan’ın Şam’da cuma namazı kılma hayalleri suya düştü. Bakü’de Ahmedinejad ile İran ve Rusya’nın da bulunacağı 3×3 (Türkiye-Mısır-Suudi Arabistan, Türkiye-Mısır-İran, Türkiye-İran-Rusya) mekanizmasını önermek/kabul etmek durumunda kaldı. Şam’da bulunan Fransız Gazeteci Thierry Meyssan’ın iddialarına göre ABD seçimleri sonrası Suriye’ye Rusya’nın önderliğinde bir barış gücünün dahi gitmesi söz konusu. Şam kaynaklarının Rusya’dan aldığı Putin-Erdoğan telefon tapeleri ise yenir yutulur gibi değil. “Suriye’ye girersen, Moskova’ya girmiş sayarım” demiş Vladimir Putin bizim Başbakan’a. Doğalgaz dostluğu da bir yere kadarmış.

Financial Times ise ‘Türkiye’nin Şam yolunda tökezlediğini’ yazıyor. Erdoğan’ın büyük umutlarla giriştiği Suriye operasyonunun, ABD’den gelmeyen destek yüzünden cami avlusuna bırakıldığı manasına gelen yoruma imza atan gazetenin yazarı Phillip Stevens, başbakanın Esad yanlısı güçleri (Rusya, İran, Irak ve Çin) hafife aldığını dile getirdi.

HADİ GEL KÖYÜMÜZE GERİ DÖNELİM

İsrail bu noktada devreye girdi ve tökezleyen Erdoğan’a yardım elini uzattı. Uzatırken de bunu açıkça yaparak bir nevi küçük düşürme imasında da bulundu. Perde arkasında gayet güzel yürüyen bazı ilişkiler demek ki yetmez oldu ki Türkiye’ye İsrail “dostluk eli” uzandı. Türkiye, Suudi Arabistan ve İsrail, Suriye’de uğranan başarısızlık sonrasında kartları yeniden dağıtmaya başladı bile. Mesela Suriye’de 18 Temmuz’da Savunma Bakanı ve istihbarat şeflerinin ölümüyle sonuçlanan bombalı saldırının sorumlusu olarak görülen Bush ailesinin dostu Suudi Prens ve Suudi Arabistan İstihbarat servisinin başkanı Bender Bin Sultan’ın Şam’daki saldırıdan sadece bir hafta sonra 26 Temmuz’da kendi merkez binasında bombalı saldırıya uğrayarak öldüğü haberleri bugün doğrulanma noktasında. Suriye istihbaratının bir intikam operasyonu olarak yorumlanan bu saldırının üzerinden 3 ay geçti, Bender Bin Sultan hala ortalarda yok. Pek çok kaynak onun öldüğünü belirtiyor. Son olarak İsrail’e yakın Washington Times gazetesi de böyle bir haber yayımladı.

Demek ki Esad ile Kaddafi’yi karıştırmamak lazımmış. Şimdi Telaviv’in uzanan güçlü dostluk eli! Ankara’yı düştüğü yerden kaldırır mı bilinmez ama İsrail’in, Barzanistan için elinden geleni yapacağı kesin. Pinhas Avivi’nin demeye getirdiği de o zaten. “Barzani yavrumuzun kötü kurtlara yem olmadan yaşayabilmesi için ne yapıp edip, şu Akdeniz koridorunu açmamız lazım” diyor Pinhas bey. Öyle veya böyle master plana sadık kalalım diyor yani.

Ama hayat böyledir. Siz plan yaparsınız, zalim felek ise gülmekten yorum yapamaz…

Hüseyin Vodinalı
Odatv.com

http://www.odatv.com/n.php?n=-suriyeye-girmiyoruz–3010121200